28 Ekim 2016 Cuma

BABAMI KAYBETTİĞİM GÜN :(

28 ekim 2003, babamın ölüm yıldönümü:( Aradan 13 yıl geçmiş. :(

Güzel şeylerle hatırlamak istiyorum şu an babamı.  Çocuktuk sofrada otururken en sevdiğimiz şey babamın Kore anılarını anlatmasıydı.

"Baba Kore'yi anlat"

derdik. Gülerek anlatmaya başlardı. Yeni arkadaşlarım belki bilmezler Kore anıları sayfamda
duruyor: şurada

2. Dünya savaşına ilgili duymamın sebebi de babamdır. İlkokuldayken sofrada sıksık o konuları anlatırdı. Majino hattı, Normandiya çıkartması gibi.

Babamla ilgili en gurur duyduğum şey de bir anıdır. Yılını hatırlamıyorum ama çok gençtim. Ne saçlarım bembeyaz olmuş, ne yüzüm kırış kırış. Bağdat caddesinde bir mobilya mağazasında çalışıyorum. Fazla gelip giden olmazdı. Bir gün iki hanımefendi ile fötr şapkalı, karizmatik bir beyefendi geldi. Ayağa kalktım buyur ettim.

Adam çok konuşkandı. Mağazanın sahipleri yani patronlarım da iki kardeşti. Onlar da sohbete katıldı. Konuşurken asker olduğunu söyleyince, patronlarımdan bir tanesi

"Müjde hanımın babası da asker"  deyince, adam "Kaçlı?" diye sordu. (Harp Akademisine giriş yılı)

"42'li" dedim. Adam  "İsmi ne?" diye tekrar sordu. "Hayrettin Dural" der demez şaşırarak

"Sen Hayrettin'in kızı mısın!?"

demez mi. Ben de şaşırdım. Adamcağız  (ismini maalesef unuttum; yaşıyorsa kulakları çınlasın, öldüyse Allah gani gani rahmet eylesin. ) patronlarıma dönerek aynen şöyle dedi:

"Var ya bunun babasına bir bavul para verin, 3 ay sonra gelip alırım deyin. 30 yıl gelmeyin. 30 yıl sonra o bavulu, o koyduğunuz yerde bulursunuz, öyle namuslu bir adamdır. "

Nasıl gurur duydum anlatamam. Biz zaten babamı biliyoruz ama başkası anlatınca çok hoşuma gitmişti. Rahmetlinin bize bıraktığı en güzel miras da bu oldu. Ayrıca askerdi ama faşist bir insan değildi. Kore'de onca insanın boşuna öldüğünü söyler, üzülürdü. Top atışı yapın yüzbaşım demişler gaza gelip yaptığı için ya birileri öldüyse diye bin pişman olmuştu:( Nazım Hikmet okur, sosyalizmin iyi bir şey olduğunu söylerdi, Atatürk'ü babası gibi severdi. Orucunu hiç kaçırmazdı yani hem Müslüman, hem laikti. Namaz da kılardı, hem de Kore yollarında bile. Kore'ye gemiyle giderken tam Ramazan veya Kurban bayramına denk gelmişler ve gemi güvertesinde Türk ve diğer Müslüman ülke askerlerinin şort ve keple üstleri çıplak (aşırı sıcaktan tam Süveyş Kanalı'nı geçiyorlarmış)halde bayram namazı kıldıklarını da anlatmıştı oradan iyi biliyorum. Hatta kepleri ters çevirmişler secde ederken engel olmasın diye. O gün yaşıyormuş gibi anlatmıştı....

28 Ekimde ölünce, ertesi gün cumhuriyet bayramı olduğundan cenaze töreni 29 değil, 30 Ekim'de Kocatepe camiinde askeri törenle yapıldı. Buz gibi soğuktu, birkaç akrabamız, patronumun eşi, genç teğmenler gelmişti Allah hepsinden razı olsun. İnanamıyor insan babam gidiyordu. Yıllar içinde çerçevedeki resmiyle konuşur oldum.  Yok canım babam ölmemişti ki, bir yerlerdeydi mutlaka. Sadece biz göremiyorduk. :(


27 Ekim 2016 Perşembe

BÜCÜRÜK de KİM? - 2 -


Mesela bu resim mizansen diil zaten kim bi kedişe
zorla böyle poz verdirebilir ki?
İçinden su aktığını biliyoydum, sıksık deniyoydum
işte sonunda tam deneyken çekti resmimi:)


Bu da büyümüş halim. 
Süpürge yemeyi seviyorum...

25 Ekim 2016 Salı

BÜCÜRÜK de KİM? :)



Benim ben. Çamaşır sepetine koydu annem beni sokakta bulup.
 Daha bir aylıktım. Çabucak büyüdüm.
Resmime tıklarsanız büyüyor.


En sevdiğim şey annemin ayaklarına saldırmaktır. :) 
Terliğini bir yılın sonunda haşat ettim. :) 


Ayakları ısırmak, tırmalamak çok keyifli oluyor:) 
Bunlar bebeklik resimlerim. (2009 Nisan'da bir aylıktım)



Artık kocaman oldum. Çok yaramaz olduğumdan, iki kere pencereden, bir kere de balkondan (5 kat yüksekten) düştüm😢
şükür şimdi iyiyim...melekler korudu diyor annem..